Trabzon Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Başkan Vekili Prof. Dr. Şule Yüksel Özmen, dijital medya ve yapay zekâ kullanımının gazetecilik ve insan ilişkileri üzerine olan etkilerini Trabzon 360 Haber’e değerlendirdi.

Dijital medya ve sosyal medya haberciliğinin gazetecilik üzerine ciddi etkileri olduğunu söyleyen Özmen, hız konusunun en önemli unsur haline geldiğini belirtti. “Haberi kimin yaptığı değil, kimin önce yaptığı önemli” diyen Prof. Dr. Şule Yüksel Özmen, “En çabuk bayatlayan şeydir haber. Haber değeri olarak hız en ön sıraya geçti. Ve sonrasındaki ikinci olarak nitelikli haber görmüyoruz artık. Habere bakışımız, okuyuşumuz, dinleyişimizin süresi de değişti. Uzun uzun haber videosu koyabiliyorsun ama bunu iki çarpıda dinliyorsun. Onları ayırdığımız süre de azaldı. O yüzden birçok haber videosunda kişilerin çok hızlandırılmış konuştuğunu görürsünüz. Ama haberin hazırlanma sürecinde bir değişiklik yok. Ama haber toplama ve kaynakla iletişime geçme sürecinde bir değişiklik yok. Yine geleneksel gazetecilik normlarını orada görüyoruz.” Dedi.

teknoloji gelisti insanlar yalnizlasti prof dr sule ozmen roportaji

HABERE AYIRDIĞIMIZ SÜRE AZALDI

Yeni medyada yaşanan değişimlerin insansızlaşmaya ve insan gücünü makinelerin almasına neden olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Özmen, “Bir de bu yeni medyayla hayatımıza algoritma kavramı girdi. Bu algoritma kavramı da aslında gazetecilikte her şeyi değiştiren unsur oldu. Artık algoritma okur yazarlığı dediğimiz bir kavram da çıktı. Hangi haber bize algoritmalar tarafından sunuluyor? Hangisi gerçek haber? Bu algoritmaların içinden biz neyi nasıl ayıklayacağız? Hep bunları araştırmak zorunda kalıyoruz. Bunun da şöyle bir handikabı var. Seni haber edinme davranışından uzaklaştırıyor. Yani insanlar haberden uzaklaşıyorlar, haber almak istemiyorlar. İkinci olarak da çok kısa süre de çok haber tüketilebiliyor. Elimizde telefon sadece 3-5 saniye bir şeye bakabiliyoruz. Habere ayırdığımız süre azalıyor ve insanların dikkatini çok kısa sürede çekmek zorundasın. Bu noktada da gazetecilerin yapay zekaya başvurduklarını görüyoruz. Hani haberlerini oraya atıp oradan bana başlık bul dediklerini görüyoruz. Almanya’da Bild gazetesi 200 çalışanını işten çıkartıyor. Yeni medyadaki bu süreç insansızlaşmaya, insan iş gücünün yerini makinelerin almasına da neden oluyor. Bu da gazetecilik sektörünü başka bir yere de götürüyor.” Diye konuştu.

İNSANLAR YALNIZLAŞIYOR

Teknolojik gelişmelerin insan ilişkileri üzerindeki etkisini de masaya yatıran Prof. Dr. Şule Yüksel Özmen, “Yapay zeka kullanımı insan ilişkilerini de etkiliyor. Ben Gemini ile İngilizce sohbet ediyorum. Yani pratik yapıyorum ama bir insanla değil de onunla yapıyorum. Bu konuda sohbet edelim, bana soru sor, bana cevap ver hani diye sohbet edebiliyorsunuz. Bunu gündelik hayatında da yapan insanlar var. Bu biraz da Black Mirror hikayesine dönüşüyor. Orada distopik, karanlık diye gördüğümüz her şeyi bugün gündelik hayatımızda görüyoruz. Evet, bu da insanları yalnızlaştırmaya itiyor. Ama bu yapay zekâyla gelen bir şey de değil yani teknolojinin getirdiği nokta da var. Dijital platformlar da bunu yapıyor. Eskiden hep beraber haber bülteni izlerdik. Haber bülteninden sonra ailece oturup dizi izlerdik çayla kahveyle beraber o diziyi analiz edip dururduk. Ama şimdi durum öyle mi? Eskiden üç ekrandan söz edebiliyorduk. İşte üç ekran dediğimiz nedir? Bilgisayar ekranı, televizyon ekranı ve gün içinde de elimizde cep telefonu ekranına bakıyorduk. Ama artık üç ekranlı hayatımız bitti. Artık tek ekranlı hayatımız var. Hepsini cep telefonundan yapıyoruz. Hayatımızı bu küçük ekranlara sığdık. Yani bu anlamda da değişim var.” İfadelerini kullandı.

TÜRKİYE’DE YAZILI BASIN GÜCÜNÜ KAYBETTİ

Yurt dışında basının durumu ve Türkiye’de basının durumunu karşılaştıran Prof. Dr. Özmen, Türkiye’de yazılı basının etkisini kaybettiğini söyledi. Dijital medya haberciliği ile birlikte kitleleri habere çekmenin daha da zor hale geldiğini vurgulayan Özmen, “Yurt dışı seyahatlerimde şunu gördüm. İspanya’da yazılı basın hala çok güçlü. Hala büfeler var, büfelerden gazete alan insanlar var. Bizde mesela yazılı basın artık yok. Türkiye’de yazılı basın diye bir şey söz konusu değil. Ben şu anda gazete satın alacak olsam nereden satın alacağımı da bilmiyorum. Yani işte birkaç markete geliyor. O marketlerde de kıyıda köşede duruyor gazeteler. Gazeteler artık göz önünde değil. Hala satılıyor mu satılmıyor mu hala var mı? Ondan bile haberdar değiliz yani. Yazılı basın gücünü o şekilde orada koruyor. Şu an asıl olan online ya da dijital habercilik dediğimiz şey. Şu an haber okuyan kitleyi nasıl çekebiliriz diye özellikle akademide biz bunu çokça tartışıyoruz. Yeni kitleleri habere nasıl çekeriz? Yeni kuşaklara, alfa kuşağına nasıl haber okuturuz diye pek çok çalışma yapılıyor. Biz de okul olarak öğrencilerimize bunu aktarmaya çalışıyoruz. Hem kişisel gelişimimiz hem de öğrencilerimize bilgi aktarma konusunda trendi takip ediyoruz. Ama dediğim gibi her şey çok hızlı ilerliyor. Ne diyebiliriz? Çevrim içinde kalalım.” Açıklamasında bulundu.

Haber: Hatice Aksoy